Hirohiko Araki tarafından 1987-2004 yılları arasında Shueisha’nın Weekly Shōnen Jump dergisinde yayınlanmış olup, 2005 yılından bu yana Ultra Jump dergisinde yayınlanmakta olan JoJo’s Bizarre Adventure veya kısaca JoJo adlı Japon çizgi filmi (anime); Joestar soyadı olan bir ailenin yaşadığı maceraları konu alıyor. İlk bakışta aşırı detaylı çizimleri ve yabancı şarkı isimleri olan renkli karakterleriyle ilgi çeken bu anime, internetteki büyük bir kesim tarafından gerçekten sevilir ve desteklenirken, belli bir kesim ise gay esprileri yapmakta. Peki bunlar neye dayanıyor?

İlk bakışta Jojo
Japon çizgi filmleriyle içli dışlı olan kişiler bile, ilk bakışta bu çizgi filmi tuhaf bulmakta. YouTube kullanıcılarından birisi, dışarıdan bakan kişilerin ne gördüğüyle ilgili bir videoyu sosyal medyada paylaşmış.
Jojo, söylendiğini doğrular nitelikte bir gay animesi mi?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, JoJo, sıradışı özellikleriyle ilgi çekici bir anime. Renkli karakterleri bazen abartılı hareketler sergileyebiliyor. İzleyiciyi sıkılmaktan kurtaran bu hareketler, elbette ki yorumlanmaya karşı birçok açık nokta bulundurmakta. Örneğin, karakterlerin birbirlerini iyileştirdiği bir sahne:
Neredeyse her konuda soru sorup cevap alabileceğiniz, forum niteliğinde bir site olan Quora’da, bazı kullanıcıların bu soruyu sorması üzerine gelen cevaplardan birkaçı:

“Hayır, Jojo eşcinsel değil. Hatta, şu ana kadarki en adamın hası çizgi film olduğunu söyleyebilirim. Karakterler o kadar kaslı ki, şüpheli kıyafetler giymekle veya tuhaf pozlar vermekle ilgili bir sorunları yok. Bunun sebebi çoğunlukla Araki’nin (Jojo’nun yapımcısı) büyük bir moda tutkunu olmasıdır, sonuç olarak da bunu karakterlerine yansıttı ve Gucci ile işbirliğinde bile bulundu. Eşcinsel sahnelerin tamamı, izleyeni güldürmek amacıyla eklenmiştir.”

“İşin aslı, evet. Çünkü bir bölümde karakterlerden birisi diğer karakteri yaladı, eğer izlemediyseniz izleyin! Bu iyi çeşit bir eşcinsellik! Jojo hayranlarının umurunda bile değil bu.”

“Jojo’nun eşcinsellikle alakası yok, ayrıca çoğu karakter gay değil. Sadece birkaçı, mesela part 5’teki ismini unuttuğum iki karakter. Jojo, kıyafetleri ve muhteşem pozlarıyla eşcinsellikle bağdaştırılabilir, ancak eğer işin aslına bakarsanız harika çizimlere, hikayeye ve karakter gelişimine sahip.”
Jojo izleyicisiyle röportaj: “Part 5 belki biraz…”
Jojo’nun büyük bir hayranı olarak kendisini tanımlayan Baran R. (18) gazetemize verdiği röportajda birkaç sorumuzu yanıtladı.
Kendinizi büyük bir JoJo hayranı olarak tanımlıyorsunuz. Sizce JoJo gay mi? Bizi aydınlatır mısınız, burada bir ironi var mı yoksa yok mu?
“Burada bir ironi var, Jojo gay bir anime değildir. Bazı karakterler animede gerçekten eşcinselliğe yönelimliler ancak bu karakterlerin sayısı çok az ve göze batmayacak derecede. Yapımcısı Araki, genellikle şakalarını bunlar üzerinden yapmayı seviyor.”
Espri bile olsa, abartılı derecede sahneler var. Bunu neye yoruyorsunuz?
“Jojo uzun bir çizgi film. Yaklaşık 80’lerden beri var. Bu yüzden bu uzun animede kalmak için insanlara bir sebep lazım, tüm duyguları yaşatmak lazım; öfke, eğlence, üzüntü ve her şeyi. Hem her insanın espri anlayışı farklıdır, belki Araki’ye göre abartı değildir bunlar. Gay esprileri en çok 5. part’ta vardır. Diğer partlarda neredeyse hiç göremezsiniz. Çünkü o part’ın konusuyla ilgili bir durum bu. Karakterlerin ailevi ve psikolojik problemleri var, bu yüzden öyle bir eğilim gösteriyorlar. Aslında araştırdığınızda gerçekten mantıklı sebepler bulabiliyorsunuz, ancak yazar bunu mizahla doldurmuş.”
Jojo’nun çizimleri neden bu kadar ‘bizarre’?
“Japon’ları bilirsiniz, genelde iş hayalgücüne geldiği zaman hiçkimse ellerine su dökemez. Fakat Jojo bundan bile farklı bir anime. Zaten yalnızca 5’inci part’taki çizimler o şekilde. Yapımcısı Araki, değişikliği seven bir insan, bu sebeple her part’ta çizimler değişiklik gösterebiliyor.”
Jojo’nun fan kitlesi Türkiye’de neden bu kadar geniş?
“Jojo, çoğu animelerin aksine, animeleri sevmeyen insanların bile ilgisini çekebilecek seviyededir. İçindeki süper güçler herkesin ilgisini çeker ve Türkiye’deki insanlar realizmi çok sevdiği için bence Türklerin ilgisini çekiyor bu konu. Fakat daha küçük bir yaş kitlesi içinse, şarkılar ve esprilerden dolayı ilgilerini çektiğini düşünüyorum. Mesela yalnızca belirli bir part’ı izleyip başka izlemeyen kişiler de var.”
